YORUMLAR

Bir insan için en büyük mutluluklardan biri de gittiği yerlerde iyi anılar, izler bırakmaktır.

İnsan bazen kendisi hakkında yanılabilir; bu nedenle çevresindekilerin yorumlarına değer vermek her zaman önemlidir.

Ebru Korman ile ilgili onu yakından tanıyanların yazdıkları yorumları aşağıda görebilir, üzerlerine tıklayarak daha uzun hallerini okuyabilirisiniz.



Betül SANGU, Ebru Korman... Ömrüm boyunca tanıdığım en özel, en nadide ve en mükemmel insan. Onu tanımlamam için kelimeler, sıfatlar yetersiz kalıyor...

Ebru Korman... Ömrüm boyunca tanıdığım en özel, en nadide ve en mükemmel insan. Onu tanımlamam için kelimeler, sıfatlar yetersiz kalıyor. Ebru hanım, onunla çalıstığım süre içerisinde sorunlar karşısında dimdik durmayı, gülümsemeyi, zorluklar karşısında olumlu düşünebilmeyi öğretti. Bana göre o bir BILGI KÜPÜ. Her gün işe istekle ve heyecanla gitmeme sebep olan sevgi dolu insan. Beraber çalıştığımız süre boyunca her boş anımda soluğumu yanında aldığım, sakız gibi odasına yapıştığım :), her geçen gün deneyimlerinden faydalanarak yeni şeyler öğrendiğim Güler yüzlü ve Güzeller güzeli Kadın. Onu tanıdığım için çok ama çok şanslıyım. İyi ki varsınız, sizi çok seviyorum. Gülen yüzünüz hiç solmasın...

Tuğba GİRGİL, Bir müdür düşünün, iyi bir dinleyici, yol gösterici, fikirlerine saygı duyan, hataları müthiş bir yetenekle düzelten, taktir eden, çalışanlara motivasyonuyla şevk uyandıran, ekibini koruyan kollayan...

Bir müdür düşünün, iyi bir dinleyici, yol gösterici, fikirlerine saygı duyan, hataları müthiş bir yetenekle düzelten, taktir eden, çalışanlara motivasyonuyla şevk uyandıran, ekibini koruyan kollayan, yönetimle çalışan arasında denge kuran, gerçekten dürüst olan, kalbindeki sevgisiyle insanlara enerji veren, samimi her şeyiyle örnek bir insan gerçekten varmış dedirten tek insan Ebru Korman... Hayatımda her zaman olmasını istediğim en kiymetli ve değerli insanlardan bir tanesi. İyi ki sizin gibi her yönüyle mükemmel bir insanı tanımışım. Sizi çok seviyorum...

Hande ORKAN, Ebru Korman... Denildiği zaman aklıma ilk gelen şey gülümseme oluyor. Sahip olduğunuz sonsuz pozitif enerjinin vermiş olduğu SICACIK bir güç var...

Ebru Korman... Denildiği zaman aklıma ilk gelen şey gülümseme oluyor. Sahip olduğunuz sonsuz pozitif enerjinin vermiş olduğu SICACIK bir güç var. Profesyonel bir ortamda sizinle çok kısa bir süre içinde çalıştığım için çok üzgünüm ancak, çalışma fırsatı bulduğum ve sizi tanıdığım için ise son derece mutlu ve gururluyum. Tüm içtenliğiniz ile vermiş olduğunuz önerilerinizi hayatımın sonuna kadar uygulayacağım. Kalp güzelliği yüzüne yansıyan tanıdığım nadir insanlardansınız.

Yüzünüzdeki ve gözlerinizdeki o ışık tüm hayatınız boyunca parlasın.

Sonsuz Sevgiler

Pınar Uysal, iyiki tanımışım dediğim benim için çok değerli olan abla, dost, arkadaş, sırdaş, psikolog kelimelerin yetersiz kaldığı nadide insan... Güçlü yapınız, güler yüzünüz, profosyonelliğiniz, hayata bakış açınız ile bana o kadar çok şey öğrettiniz ki...

ıyiki tanımışım dediğim benim için çok değerli olan abla, dost, arkadaş, sırdaş, psikolog kelimelerin yetersiz kaldığı nadide insan...

Güçlü yapınız, güler yüzünüz, profosyonelliğiniz, hayata bakış açınız ile bana o kadar çok şey öğrettiniz ki...

Hayat enerjiniz hiç bitmesin... Güzel gözlerinizin içi hep gülsün...

Yüzü gibi yüreği de güzel insan sizi çok seviyorum...

ıyki varsınız...

Alp Saldamlı, Ebru, yanında huzur bulduğum güvenli bir liman. Fırtına patlasa da dalgalar kabarsa da o limanın hep sağlam kalacağını, ona güvenenleri koruyacağını biliyorum. Bu limana uğrayanlar, üzerindeki yükü, ağırlığı atmakla kalmıyor...

Fırtına patlasa da dalgalar kabarsa da o limanın hep sağlam kalacağını, ona güvenenleri koruyacağını biliyorum.

Bu limana uğrayanlar, üzerindeki yükü, ağırlığı atmakla kalmıyor… Rengârenk fakat bir o kadar da huzurlu atmosferinde, aydınlık ışıltısında, kalbi okşayan ahenginde rahatlayıp, açık denizin kargaşasından uzaklaşıp, derin bir nefes alıyor.

Tepeden tırnağa yenilenip, moral bulup, enerjiyle dolarak, tekrar açık denizlere çıkıyor. Fakat başı dimdik, daha verimli ve kendisinden emin biçimde.

Ebru, ancak masallarda rastlanacağını düşündüğümüz, iyiliğin ve güzelliğin bu dünyada vücuda bürünmüş hali. Çölün ortasında paha biçilmez bir bilgi, düşünce, sevgi ve erdem vahası.

Birgül Atılgan, Her konuda sürekli haklı çıkan, Kızdığında gözünden alevler fışkıran :) Sıkılmadan her sorunuzu cevaplayan insanlara olan güveniniz yıkıldığında, güvenebileceğiniz insan olan, Değişmeden dürüst kalan,

Her konuda sürekli haklı çıkan,
Kızdığında gözünden alevler fışkıran :)
Sıkılmadan her sorunuzu cevaplayan
İnsanlara olan güveniniz yıkıldığında, güvenebileceğiniz insan olan,
Değişmeden dürüst kalan,
Bencillikten çok uzak, başkaları için yaşayan...
Harika müzik zevki olan,
Ne giyse yakıştıran,
Sevgi dolu, bir iletişim ustasıdır Ebru KORMAN.

Nilüfer Ülkügüner Sengel, ( Belgesel yapımcısı ve yönetmeni ), Bir isim sahibini bu kadar mı güzel tanımlar. Ebru. Rengarenk, suyun üzerinde harika bir şekilde kendisini oluşturan bir resim gibi. Ebru'cuğum çok yönlülüğüne...

Bir isim sahibini bu kadar mı güzel tanımlar. Ebru. Rengarenk, suyun üzerinde harika bir şekilde kendisini oluşturan bir resim gibi. Ebru'cuğum çok yönlülüğüne, sanatçı yanına, iş hayatındaki başarılarına hayranım. Herkese ve herşeye yetişen iyi bir dostsun ayrıca... Sana kucak dolusu sevgiler güzel arkadaşım.

Binnur KAYAK, ( TV Yapımcısı-Fotoğrafçı ), Mesafelerin, zamanların engel olamayacağı dostum; Koruyucu meleğim, ışığım... iyi ki varsın, iyi ki hayatımızdasın...

Mesafelerin, zamanların engel olamayacağı dostum; Koruyucu meleğim, ışığım... İyi ki varsın, iyi ki hayatımızdasın...

Hamit AĞAOĞLU, Yazacaklarımı abartı olarak adletmeyin lütfen, çünkü hayatımda bir daha hiç eşine rastlamayacağım bu genç kadın için sarfedeceklerimin iltifattan ziyade gerçekler olduğunu biliniz...

Ebru Korman, (Mavi Cüce)

Onu çok uzun yıllar öncesinde, ben gazetede hummalı bir şekilde yurt dışı haberlerini gidip gelip yazmaya çalışan, dünya basını, ekonomisi ile kafayı bozmuş bir haberciyken tanıdım. Part - time çalışacak arkadaşlardan biri diye bizlere tanıştırılan Ebru Korman'ın, ancak hayatı benim gibi üzerine bir de tereyağ sürmüş yutmuş bir adamın algılayabileceği muazzam ışığa sahip, önemli bir yetenek olduğunu ilk bakışta hissetmiştim. Genç, masum, biraz da ürkek yüzünde öylesine bir aydınlık vardı ki...

Onu tanıdıkça, kalkanlarını zaman içinde araladık. ıçinden 30 yürekli insanın yüreği kadar olabilecek büyük bir yürek çıktı. Çalışkanlığı, azmi, haber alma yaratma, parlak zekası ile hepimizi büyüledi. Hani evli olmasam, ben bile aşık olmuştum yani. Ömrüm ona aşık olan adamların kederlenmelerini, ağlak hallerini çekmekle geçti. Bu ufacık tefecik içi dolu turşucuk bedeninde olan mavi cücenin nasıl olurda her kesimden insanı etkileyebildiğine daima şaşırmış, bunun sebebinin sadece yukarıdakinin ona “Özel Seçilmiş ınsan” ruhunu ya da özelliğini verdiğini anladığım andan itibaren de "O ne yaparsa mutlaka sebebi vardır" diye düşünmüşümdür.

Bir erkeği çok akıllı, zeki kadın rahatsız eder... Fakat “mavi cüce” öyle kıvrak zekalıdır ki, fikrini eninde sonunda karşısındakine kabul ettirir, aptal olduğunu hiç anlayamazsın bile zaten çoktan seni büyülemiştir. Gazetede hiçbirimizin düşünmediği, yapamayacağımız işlerin içine girip, alnının akıyla çıktığı zamanları o kadar sık yaşadım ki, doğacak çocuklarımın onun gibi olmasını istedim. Birkaç satır üstte biz erkekler akıllı ve zeki kadınların yanında rahatsız oluruz demiştim, onun çalışırken kendini yetiştiriş hacmine, liderlik ruhuna, beynine, entellektüel yapısına hep hayran kaldım. Aradan onca zaman geçti, 2 kızım oldu. Ben Türkiye’yi terk edeli ise epey bir zaman... Ebru yaşam yolunda kararlı, idealist, inatçı huyuyla hala yürüyor, uzakta da olsam takip ediyorum onu. Ebru Korman’la Gurur Duyuyorum... Kalbimde, bir çoğumuzun kalbinde en etkili izi bırakan “Seçilmiş” kadını Mavi Cüce’yi Çok Seviyorum.

Ömer BAYRAV, Yer... Dev büyük iş plazalarından biri... Türkiye'de sektöründe liderlik bayrağını kimselere bırakmayan bir bankanın yöneticilerinden biriyim o zamanlar. Bir projeyle ilgili Tatilya'dan birileri gelecek.

Bizim gibi kıymetli rakamlarla uğraşan adamların beynini ütüleyecekler. Para isteyecekler. Neyse efendim, biz beş onlar dört kişi... Havayı suya, tekneleri denize, çocukları Tatilya'ya hesaplarımızı bizim bankaya bağladık. Burnumuzdan kıl aldırmıyoruz, projeye bütçe ayırmaya hiç de niyetimiz yok. Tatilya grubunun içinden daha henüz sekiz aylık olan kızımın gözleri gibi boncuk boncuk bakan genç bir hanım. Pat diye yüzeysel, geçiştirici muhabbetimizi bozup, öyle bir konu attı ki ortaya, sohbetin yönü değişti. Çocuklarla ilgili bankaya sunulan projeyi, biz hasır altı edelim derken inatla gözümüzün içine soktu. Bunca yıllık iş hayatımda onun kadar etkileyici konuşan, konuştuğunu dinlettiren, alıp sürükleyen bir CEVHER'E daha rastlamadım. Konuşuyor, susturuyor, fakat öylesine nazik ve hin ki sizi de konuşturup onurlandırıp, gaza getirip, çaresiz bıraktırıyor. Kısacası silahlarınızı yere bırakıp ellerinizi havaya kaldırıp teslim oluyorsunuz. Toplantının sonucu mu? Projeyi kabul ettik, mecburen :)

Sonrasında meslek hayatımda Ebru'nun getirdiği, önerdiği, yönlendirdiği projeleri hem de "Bunu daha önce hiç düşünmemiştik." diyerek uyguladık. O siyasete veyahut sanat dünyasına atılsaydı milyonları etkiler, peşinden de sürüklerdi. Onun gittiği yolda hep böyle doğru değişmeden, sürekli kendini geliştirerek bizlerin dışında, daha da büyük kitlelerin Ebru'nun başarılarına tanık olacağına gönülden inanıyor ve istiyorum.

Tunç KEMAL, Rengini yeşilin en güzelinden alan, konuşan gözlerini görmek, sevgi dolu kalbinin vuruşlarını duymak ve seni hissedebilmek anlatılmaz, yaşanası bir güzelliktir.

Sevgisiz bu dünyanın dönekliğinde yüreğinden taşan insan sevgisi tüm dünyayı kucaklayabilecek büyüklüktedir. Tanrı'nın bahşettiği bu güzel yüreği taşımanın verdiği mutluluk yüzüne aksediyor ve dalga dalga büyüyor. Ne mutlusana ve seni tanıdığım için ne mutlu bana.

Bu duygu ve düşünceler içinde çalışmalarını yakından takip ediyorum ve başarılarınla gurur duyuyorum.

şansın hep açık, yolun daima aydınlık olsun.

Ümmühan KAPLAN, 2002 yılına merhaba demeye hazırlandığımız bir yılbaşı gecesine rastlıyordu seninle ilk tanışmamız. Bugün düşünüyorum da, çok fazla konuşamamıştık bile...

Bugün düşünüyorum da, çok fazla konuşamamıştık bile. Ama senin ne kadar farklı ve özel bir kişiliğe sahip olduğunu görmeme engel olmadı bu. Belki de bu yüzdendi sonraki zamanlarda hiç görüşme fırsatımız olmamasına ve aradan yıllar geçmesine rağmen sana ulaşıp kendimi hatırlatma isteğim.

şanslıyım ki yeniden seninle görüşebilme fırsatını verdi bana hayat... Aslında yaşamıma giren her insanın bende özel bir edinmeleri uzun zaman almıştır hep. Sende nedenini anlamadığım şekilde çok kısa sürdü bu süreç ve bir anda hayatımdaki özel ve önemli kişiler arasına giriverdi işte “Ebru Korman”. Bu da senin farkın olsa gerek? Ve şunu biliyorum; bu kez aynı hatayı yapmayacağım. Bir yılbaşı gecesi hayatın bana verdiği (ama benim bir süre kaybettiğim) “hediyeyi” bu kez ömür boyu saklayacağım.

Yaşadığım yada yaşayamadığım çok az şey için “KEşKE” dedim hayatım boyunca. Ama seni anlatabilecek cümleleri kafamda toparlamaya çalışırken “KEşKE” diyorum... Keşke daha öncesinde yollarımız bir yerlerde kesişseydi ve uzun yıllar önce hayatıma girmiş bir dostuma bunları yazıyor olsaydım. Senin yaptığın gibi bardağa dolu tarafından bakacağım her şeye rağmen... Ya seni hiç tanımasaydım? Gerçekten büyük bir eksiklik olurmuş benim için... (Eminim seni tanıyan herkes aynı şeyi düşünüyordur.)

Son olarak; Yanında zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak kadar zevk veren hoş sohbetin, yardımların, geleceğe yönelik ön yargılarımı törpüleyen cesaretlendirici sözlerin ve o güzel kalbini bana da açtığın için çok teşekkürler Ebru Korman... Sevgiyle ve huzurla kal...

Musa ONAÇ, Ebru hanımı yapmış olduğum iş gereği tanıdım (fotokopi, bilgisayar, dizgi, tasarım) ve müşterilerimden (İLK MÜŞTERİM) biridir. Bize börekler getirdiği zamanları bile hatırlıyorum.

Kısaca müşterilerimden biridir deyip bırakacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Ben onu, aslında önce kendimi anlatarak anlatmak isterim. Ve bu da "burada Ebru'yu mu anlatıyor yoksa kendini mi?" durumu yaratacağından kısaca değineceğim. Çünkü insan sarrafı derler ya o türden bir megolamanyaklık yapacağım, evet öyle biriyim... Ben 10 yıllık askerlik yaşantımı özel sebeplerden bırakmış bir çocuklu biriyim ve Ebru hanım diyerek başlıyorum ve uzatmadan tek cümleyle şunu söyleyeceğim; Ebru dünyası diye bir yer var ve o yer güzelliklerle dolu... Her şey O'nun kafasında ve o yeri görenler gerçekten çok şanslı...

Alev TOBAR, Aman Allahım Ebru mu geliyor? 3 metre öteden kokusu önden, kendisi silueti arkadan. Her zamanki gibi O'nun gibi olabilsem kıskançlığı ile çatım çatım çatlayacağım, ancak sevecenliğine yenik düşüp, kendimi suçlu hissedeceğim.

Dert ortağım, akıl hocam, arada yaş farkımız var oysa ben ondan büyüğüm... ıtiraf ediyorum. O'nun aklı uzay yolunda falan...

Çocuğumu da yaptım kariyerimi de, Allaha şükürler olsun. Amma bir de şu kadının karizmasına, zekasına, güzelliğine sahip olsaydım neler olurdu acaba? Olmak isteyip de olamadığım ne varsa var O'nda...

Arkadaş grubumuzda kendimizi geliştirmek, biraz günün moda akımına da kapılarak, yapılabilecek tüm spor dalları, dofoks programları, reiki uygulamaları, kişisel gelişim dersleri ile birbirimizi yerken, O atına binmiş bize daima gülmekte...

Bizler kendimizi aşma ve farkındalık alameti farikalarımızla boğuşa duralım, kabul ediyorum içim sızlaya ve de patlaya O hepimizden "Aşmış Doğmuş Kadın" yapacak bir şey yok arkadaşlar... Yıllarca içime attım artık hiç olmazsa konuşuyorum. Nasıl olsa Engin bir hoşgörüsü var da...

O ailemizin bir ferdi olarak hep içimizde... Annemin, babamın hatta oğlumun, eşimin gözbebeği... Bakınız yine sinir bir durum... Dürüst, ciddi ve komik, yaratıcı, mistik zoru başarmayı seven, bir o kadar aptallar için zor bir kadın vesselam...

Bana bir gece sırf gıcıklığına, "farkındayım, farkındasın, farkında, farkındayız, farkındasınız, farkındalar" çalışmasını yaptırıp saatlerce ne anladığımı irdeleyen, kendimi buluşuma yardım eden, benim değerli arkadaşım. Biz daha bir şeylerin farkında değilken kendi derinliğinle bana aileme öyle yardımların oldu ki, sana hayatımız boyunca müteşekkir kalacağımızı bil ne olur.

Ebru Korman mı? Vallahi O'ndan roman olur billahi... Varlığı, hayata bakış açısı, yardımseverliği, kalbi, kişiliği, onurlu ve örnek yaşamı... Sen bir tanesin bizim için... ıyi ki Varsın... Varlığınla dünyamı değiştirdiğin beni yeniden yaşama kazandırdığın için sonsuz teşekkür ederim Ebrucuğum.

Adnan AKIN, Sayın Ebru Korman hanımı değerlendirmem istendiğinde, kendi kendime, hangi konuda - konularda diye sordum. Hangi soruları ve nasıl cevaplayacağım?

1. Profesyonel iş ilişkisi yaşadığım Ebru Korman için, ne düşünüyorum? Sorusu mu cevaplanmalı. 
2. Bu iş ilişkisi içerisindeki adımlarını mı? Yoksa bu profesyonellik içerisindeki insan olarak tavırlarını mı? Cevaplamalıyım?  
3. İş ile ilgili olmayan taleplerinizdeki tavırlarını mı anlatmalıyım? Sayın Ebru Korman hanımefendiyi, tek başına bir konu üzerinde durarak anlatamayacağımı anladım. Bu yüzden üç ayrı konu başlığı ile anlatmalıyım. Bunlar;  
• Ebru Korman ile iş yaparken gördüğüm insanı,    
• İşveren tarafta olan ve bu durumdaki Ebru Korman Hanımı,    
•İş dışındaki konularda karşılaştığım Ebru Korman Hanımı, 

İŞ YAPTIĞIM Sayın Ebru Korman:  

Kendi işimi yapmadan önce profesyonel bir çalışandım. Bu sebeple, bilirim ki, profesyonel yöneticiliğin en zor kısmı, size EMANET edilen iş ve işin içerisinde bulunan unsurlara (para, zaman, kalite, vb.) sahip çıkmaktır. Sahip çıkma görevini yerine getirmeniz için, sahip olmanız gereken meziyetlerinizin olması gerekir.
Bu meziyetler;   
• İşinizin tarifini iyi yapmanız, işinizle ilgili konuları iyi bilmeniz ve işiniz ile ilgili isteklerinizi iyi aktarmanız gerekir.   
• Planlı ve programlı olmanız ve bunu takip edebilme yeteneğinize sahip olmanız gerekir.     
• Sorumluluğunuzu hep kabul edip yetkilerinizi paylaşmanız gerekir.  

Tanıdığım ve çalıştığım Sayın Ebru Korman, yukarıda saydığım meziyetlerin kendisinde var olduğunu hep göstermiştir bana. Bu sebeple, ister Dünya Göz Hastanesi, ister İstanbul Cerrahi Hastanesi zamanlarında yaptığım işlerden keyif almışımdır. 
İstediği işleri, işine hâkim biri olarak tarif etmiş, şartlarını (para, zaman, kalite) oluşturmuş, tüm aşamalarını takip etmiştir. 
Bizlerin, kendisinin ve yardımcılarının ajandalarına saygı göstererek işi programlamış ve uygulamıştır.  
Yardımcılarına, yardımcıları ile birlikte çalışarak işi aktarmış ve yetkilerini devretmiştir.  

İŞVEREN Sayın Ebru Korman:

İş hayatında, satın alma masasında oturmak ile satın alınan masanın karşısında oturmak, çok farklı psikoloji içerisinde olmanızı sağlar. Her iki tarafta oturmuş bir insan olarak, “ben sana iş veriyorum ve patron benim” duygusu beni hep rahatsız etmiştir. 
Sayın Ebru Korman ile çalışırken, bu duyguyu hiç hissetmemiş olmak, bana hep enteresan gelmiştir. İş yaptığımız kurumun, bir departmanı olduğumuz hissini vermiştir hep. işin içerisine, ticaret yapmanın ötesinde bir tat katılmıştır bu yüzden. Bu da yaptığımız iş ne olursa olsun, “Aman bir aksilik olmasın sakın” duygusunu ve işlerimizde oluşabilecek dikkatsizliğimizi kaldırmıştır ortadan.  
Bu sebeple, Sayın Ebru Korman’ı, nev-i şahsına münhasır patron diye tanımlayabilirim. Yani, işinin sahibi, işini sevgi ile yapan ve iş yaptırdığı insanlara, işini sevdirerek yaptıran patron.  

İŞ DIŞINDA Sayın Ebru Korman:  

Sağlık.  
İnsanların en çok dua ettikleri konudur.  
Her şeyden önce sağlık, deriz.  
Sağlığımız yerinde olsun da başka her şey gelir geçer deriz. 
Bu yüzdendir ki, sağlık işi ile ilgili çalışanlar başka gözle görülür. Bir yakınımız yada kendimiz hasta olduğumuzda, derin bir sabır, anlayış, sevgi, ilgi bekleriz. 
Ne kadar bağırsak, ne kadar şikayet etsek, ne kadar beğenmesek de, ne kadar hoşnutsuzluk gösterirsek gösterelim, sağlık çalışanlarının, insan olduklarını unuturuz.
Onların, sinirleri, sorunları, dertleri yoktur.  
Onlar, her şeye vakit bulurlar, yardıma koşarlar, yardım için yetişirler ve mutlaka sorunu çözerler. Hem de büyük bir sabır ve anlayışla.  

Sayın Ebru Korman, Onlardan biridir.  
Sinirleri yoktur, SİNİRLENMEZ... 
Vakti çoktur, ZAMANIM YOK DEMEZ,  
Herhangi bir derdi ve sorunu olmamıştır, BİLİNMEZ.  
Garip biridir o.  
Varlığından müthiş keyif aldığım ve onun gibi olan insan sayısının çoğalmasını istediğim biri. Kendisinden, bir şey istemeden, "Nasılsın?" diye soran insan sayısını çok merak ederim o yüzden. 

Annem, ılkokul öğretmenim, kendim, personelim ve bunların duyması ile birçok alakasız insan için çare sordum, Sayın Ebru Korman’a.  
Zaman mefhumu olmadan, konu ayırt etmeden...  
Annemim şöyle bir şikayeti, öğretmenim böyle bir sıkıntısı var ne yapayım diye...  

Bir kez bile geri çevrilmedim. Bilmiyorum dediğini duymadım. Ama kendisi, ama delege ettiği yardımcıları yada arkadaşları, veya dostları ile, çare oldu derdime...  
En güzeli ise;  
Bu davranış biçiminin, içinde, kalbinde olduğunu, herkes için canla başla koşturduğunu görmemdi. Bana özel değildi yardımları.  
Kısacası; Bir iş yapmaktadır Sayın Ebru Korman,  
Ama bu işi, iş olmaktan çıkartmış bir gönüllüdür.  

Bu yazıyı yazarak, eğer biraz anlatabildiysem kendisini, ne mutlu bana. Onun için bir şey yapmış olmanın hazzını duyacağım.

Saygılarımla

Nurhan TETİK, Ebru Korman; Yaşadığımız zor ve bozulmuş dünyada kendinizi teslim edebileceğiniz dünyadaki en dürüst ve bozulmamış insanlardan biri....

Kendisi ile bir iş görüşmesine geldiğimde, görüşme yaptığım kişi ile aynı odada olduğumuz için, konuşmuştuk ancak ismini almamıştım, odadan çıktığında içimden ne kadar dürüst ve açıksözlü bir kadın diye düşünmüştüm ve şu anda kendisi ile beraber çalışıyorum.

Bana birisi ile tanıştığınızda karşı tarafa dair edindiğiniz ilk izlenimlerin her zaman doğru çıktığını tekrar kanıtlamış biridir.

ış yaşantısında hiperaktif diyebileceğim biri, umarım hayata dair beklediklerini her zaman gerçekleştirebilir ve her zaman kendi gibi kalır.

Sevgiyle kalın...

Sonerhan ÖNAL, Ebru Korman'a... Duygularımızı rahatça ifade edemediğimiz zamanlarda, duyguların ifade edilmesine şiirler yardım eder. Biliyorum ki, Ebru'yu anlatmaya şiirler de yetmez.

O, hayatı nakış işler gibi her ilmeğine kendisinden birşey katarak yaşar. Sürekli çalışır, koşuşturur. Bir yandan mükemmeli yakalamaya çalışırken, bir yandan da yeni hedefler belirleyip ona yürür. ınsanlara yardım etmek ve çalışmak ibadettir onun için. Herşeyin yok olduğu anlarda bile, Ebru için gelecek hep vardır. Prensiplerinden ve ideallerinden taviz vermeden başı dimdik yaşar.

Ebru için insan toprak kadar kutsaldır.

Ağlamaktandan da korkmaz, gülmekten de...

Yaşamak onun için zaferdir aslında...

Anadolu kadının tavırları, fedakarlığı, yaşama direnişi, duruşu, mücadelesi, paylaşımcılığı ile örnektir. Gördüklerinizi anlatmak için harflerle kelime oluşturup, kelimelerle cümleler kurarak karşınızdakine anlatabilirsiniz, anlatmak istediklerinizi... Bu kolaydır... yazdım da, Ebru'yu anlatmak ise zordur...

Tanıdığınızda onun yüreğine, yardımseverliğine, paylaşımcılığına, dostluğuna, fedakarlığına, sohbetine, size gösterdiği saygıya hayran kalır, aşık olursunuz... Yaşamın karışıklığında, karmaşıklığında sadeliğiyle örnektir....

ınsan olmanın erdemliğini, toplumsal sorumluluğu öğretendir Ebru...

Dünyaya gelişimiz hep birbirine benzer ama Ebru yaşamın içindeki herşeyi ile güzeldir, yüreklidir, mükemmeldir...

Yani Ebru herkes gibi değil özeldir...

Sibel Sürel & Kürşat Oral, Sevgili Ebru, Sana bir şeyler yazarken, kendimizi Noel Baba'ya hediye alır gibi hissediyoruz. Bizim için dostluğun gerçekten değerli...

Bizim için dostluğun gerçekten değerli. Çok özel müzik seçkilerin, harikulade fotoğrafların, insanı kalbinden yakalayan yazıların, yavaş yavaş aralanınca, aslında senin ne kadar özel olduğun görülüyor...

Evet bizim için çok özelsin ve iyi ki varsın...

Neslihan DOĞRUOL, Cocom, ılk tanıştığımız gün gözümün önünden gitmiyor bir türlü. Beyoğlu’nda bir konser alanında arkadaşlarımızı beklerken, o da ne, içeriye giren bir kadın, sarı saçlar, o gözler adamı yer bitirir halinde, belli ki bir rahatsızlığı var.

Hafif açmış meğer, açlığından dolayı da sabırsız. Güzel bi yemek yedikten sonra konuşmaya gülmeye hatta bana kafa tutmaya başladı. ışte bu güzel dostluk böyle başladı Ebru’yla.

Günler geçtikçe beni hep şaşırtan kadın. Bir insan ne kadar yönlü olabilir ve her yaptığında da başarılı mı olur? Evet oluyormuş.

ılk önce ne kadar güzel fotoğraf çektiğini öğrendim. Anları fotoğraf kareleriyle ölümsüzleştirmek ve ifade etmek bu kadar güzel olabilir. Daha sonra bestelerini duydum, sesi de iyi :) Büyüyünce sanatçı olacak bizim kız… Bunlarla da kalmayıp hayatımdaki güzel anlarımı paylaştığım güzel insan.

Az mı oturup geceleri sabahlara bağladık, az mı uykusuz kaldık. Bi o kadar da güldük. Hayatta bu kadar zorluklar yaşarken bile hayata gülen, o güzel yüzünden, o güzel gülümsemen hiç eksik olmasın.

Cocon

Özlem Okur AKBULUT, Cümleye nereden ve nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Ebru Korman’ı anlatmak o kadar da kolay değil. Onunla yaşadığım her an heyecan dolu ve güzeldi. Çok şey öğrendiğim ve bunları hayata geçirmemi sağlayan kişidir Ebru Korman…

Enteresan bir enerjisi vardır. Evet buna eminim enteresan bir enerjisi var. Neden mi eminim çünkü yaşadığım zaman diliminde ansızın odaya girip de “size biyoenerji yapacağım” diyen biri olmadı. Ama ben bunu Ebru Korman ile yaşadım. Bir gün odada toplantı yaparken yanında çocuğu ile içeri giren garip giyinişli bir kadın. Garip diyorum daha önce öyle bir etek ve saça sahip kimse görmedim :). içeri girer girmez “sizde negatif enerji var kendinizi bana bırakın hemen hallederim” dedi. Biz tutulduk tabi. Ne enerjisi bir dur, bir kendini tanıt sen kimsin ne negatifi. Tabi soru sormak ne hacet kadın; “sessizlik lütfen” deyip kimseye bir şey sormadan biyoenerjiye başlamıştı ve ayak parmak uçlarına kadar enerjiler incelendi :) negatifler gönderildi pozitif enerjiler geldi. Tabi bu durumun yaşanması çok komik, hele birde gerçekleşen mekan şeffaf ve bunu etrafta ki insanlar da görebiliyorsa o zaman biraz daha komik oluyor haliyle. O surat ifadesini asla unutmayacağım. Bunun gibi aklınıza gelmeyecek entresan işler onu bulurdu :). Hala da devam ediyor mu merak ediyorum. Bir sabah işe gelmişsiniz ortam haliyle gergin ve yoğun e halkla ilişkiler öyle olması da normal. Öyle yoğun olduğunuz dönemlerde bir doktorunuz gelip (hastanede çalıştığımız dönem) “ben bugün çok güzelim bana kamera bul Ebrucum.” diyebilir. Ebru hn. Kamera bulmasa da çekmece de her zaman hazır olan fotoğraf makinesi ile o doktor poz poz resimleri çekilerek tatmin edilir. Ve birlikte çalıştığı insanları nasıl mutlu etmesi gerektiğini çok iyi bilir. Hediyeler almasına bayılır. Birde doğum günlerinde odası tıpkı çiçek bahçesi gibi doludur. Artık siz tahmin edin hayranlarını :) ve sevenlerini. Bu arada NıCE MUTLU YILLARA...

ONU 3 KELİMEYLE ANLATMAM GEREKİRSE
MELEK
GÜÇLÜ
MÜZİK İNSANI (bir sürü bestesi var :))

BU YAZDIKLARIM SENİ ANLATMAYA YETMEZ. SEN YAŞANMALISIN...

Dr. E. Ayça KAYA, O kadar güzel bir yüz, O kadar güçlü bir karakter, O kadar ince bir kişilik, Ve O kadar yüce bir ruh. Canım Ebrum, daha tanıştığımız ilk günden itibaren senin için düşündüklerimin yılların ilerlemesi ile ne kadar doğru olduğunu gördüm...

Canım Ebrum, daha tanıştığımız ilk günden itibaren senin için düşündüklerimin yılların ilerlemesi ile ne kadar doğru olduğunu gördüm. ınsanın iç güzelliğinin yüzüne yansımasının canlı örneği olan Ebrum, dilerim ıstanbul Cerrahi’de başlayıp filizlenen dostluğumuz bir ömür boyu sürer. şairin dediği gibi ne zaman işler çıkmışsa rayından, ne zaman karalar bağlarsa yüreğin, ne zaman seven bir yakınına gereksinim duyarsan çağır beni. Nerede olursam olayım koşarım yanına BıLKı DOSTUNUM senin.

Gülenay YILDIRIM , ılk karşılaştığımız gün, o zamanlar beni kıran ama şimdi umursamadığım -ki kendisi de "bak bunlara bigün güleceksin" demişti- olayı anlatırken gözlerim dolmuştu...

O maviş gözleriyle bana öyle bir hınçla bakıp sakın gözlerinin dolmasına ve kimsenin seni ağlatmasına izin verme demişti. Bazı insanlar vardır ya zamanı biraz daha ileriden takip ederler... Ebru Korman dediklerinde aklıma ilk gelen... ıçimi ısıtacak kadar yoğun gülen bir yüz, ama dağları titrecek kadar da güçlü ve kararlı bir duruş. Bana " -Yok öyle şarkı sözü yazmak" demişti ama yazmadan yapamayacağım :)))))

Hani ıssız bir yoldan geçerken
Hani bir korku duyar ya insan
Hani bir şarkı söyler içinden
ışte öyle birşey...

Yağmur KENAN, Ebru Korman hanımefendi, bana Empoklades'in 'hava basıncı' örneklemesi ile ilgili kuramı aklıma getirir; 'Parlak pirinçten yapılmış bir su saatiyle oynayan bir kız çocuğu düşünelim. Minik elini tüpün ağzına kapatıp, saati suyun içine daldırsın.

şimdi, içerdeki havanın kütlesi gözeneklere basınç yaparak, suyun içeri sızmasına engel olur. Basınçlı akıntı tüpe sızdırılınca, hava kaçar, su içeri dolar.' Tüpün içindeki havayı, Ebru'nun yaşamına verdiği emekler bütünü olarak kabul edelim. -aslında, Ebru küçük kız çocuğudur- Basıncınızı O'na hissettirebilmeniz için su kadar doğal, gerçek ve bir o kadar da samimi olmalısınız. Onun basıncını yokedip içeriye girmek isterseniz, kaçar gider. Onun iç dünyası, sadece özel izniyle içeriye sızabilenlerindir. Bu, hava-su basınçları kuramları kadar gerçek ve sonsuzdur. O'nun vücudunun her yerinde ateş vardır. Ama kafasında ve göğsünde çok daha fazladır. Alev topu gibi dolaşmasının nedeni, içindeki dişli çarkların üretim için birbirine fazlaca çarptıklarından olsa gerek. Sadece tıkır-tıkır değildir o güzelim kalbi ve kafasının çalışma sistemi; Aynı zamanda cayır-cayır yanar.

Ahlakın kendine yetebilme olması gerektiğini yaşam amacı saydığından, ılımlılığı ve kültürü yetisinin de en iyi aracı olarak görür. O yüzden amacına paralel yaşar. En kırılma noktasında, dans eden yıldızlar doğurabilme yetisine sahiptir. Aramızda ölçülebilen yüzlerce kilometre ve aynı zamanda hiçbir insan elinin ölçemeyeceği kadar yakın mesafe var; Paculi kokusu burnuma geliyor, kokluyorum. Meraklı ve heyecanlı bir kız çocuğunun 'şuna bak şuna! ' haykırışları kulağıma geliyor duyuyorum. Akdeniz ve Ege'nin tam orta noktasında güneş doğarken gözümü alıyor, görüyorum. Ağzımda kıpkırmızı kıtır-kıtır bir elma şekeri, tad alıyorum. Bu kadar tüm sıcaklığı ve sevecenliğiyle yanımda olması, kalbimdeki kelebeklere şarkı söyletiyor, irkiliyorum.
Yine de O'nu çok özlüyorum;

Çünkü, gerçek sevgisine, geçerli ahlakın onayladığından çok daha içgüdüsel ve tutkulu yaşamına olan bağlılığını geliştirmiştir!

Çünkü, değişik olanın kendisiyle uyumunu sağlamayı, savaşın herkese özgü ve uyuşmazlığın adalet olduğunu bilir. Ve sonunda herkesin olduğu kadar varolduğu, adaletlerinin kendi yaşamışlıkları ile yarattığı bir imgelem olduğuna inanır. O yuzden kavga etmez ve hep kazanır.

Çünkü, karşıt gerilimlerin uyuşumudur.

Çünkü bu, onun özel izniyle içine sızabilenlerin tümünün katılabileceği bir yazıdır...

Meltem WILMS, Nereden başlasam, nasıl anlatsam? Kelimelerle sınırlandırmak imkansız seni... Herkesten farklı bir yanın var. Çünkü beynin farklı çalışıyor senin.

Seni bir kere tanıyan bir daha vazgeçemiyor. Bağımlılık mı yaratıyorsun bilmiyorum ama insanların hayatlarında iz bıraktığın kesin.

Detaycı biridir Ebru Korman. Gerçi detaylarda çok şey gizlidir ;) Sizin aklınızın ucundan bile geçmeyecek şeyleri O hemen düşünüverir.

Eğer dedektif olsaydı 1 numara olacağından hiç kuşkum yok :) Ne yapar ne eder hedefine ulaşır.

Seninle yemeğe çıkanlar bilirler ne kadar takıntılı olduğunu :) Restaurantta garsona salatanın limonla mı yoksa limon suyuyla mı yapıldığını soran tek tanıdığım kişisin :)

Kalbinin güzelliği yüzüne yansıyanlardansın... ıyi ki varsın, iyi ki tanımışım seni.

Herşeyin en güzelinin sonsuza kadar seninle olması dileğiyle...

Ahmet Turan AYHAN, Dost, (Ebru Korman) Uzanıp, -hayatı bir ırmak gibi dökebilirsen gözlerine, kainatın yıldızları ile süslemek istersen ruhunu, masalsı siluetiyle taşıyabilirsen onu kendine, mis kokan ruhuyla sarmalayabilirsen kimliğini evrene, sevgiyi güneş gibi büyütmek istersen ansızın, gök gürültüsüne karşı barış naraları atmak istersen gökyüzüne- kucaklamakla işe başlamalı bu dost ruhu, dahi selvi boylu güzeli.

O güneş yüzlü ruh ne de yapmacıksız, ne de tok bir edanın sahibi öyle. Yüzyılların bilgeliği ile kuşatırken benliğinizi, kraliçeye selam durmalısınız, gönülden uzanan bir gül ile. Nehir suları ile ninniler söylemektedir, kardan adamları ile masallar anlatmaktadır size mütemadiyen, gözlerindeki ışığı takip ederek girebilirseniz sarayına. Gerçeklerin sıradan dünyası ile savaş halinde olması sizi üzmesin, ideallerin buluştuğu erdem kurultayında yön ver vermededir, dünyayı eğrilten. Masalları ütopik hiç değildir hem, yüreklerde yaktığı meşale ile sevginin mimarıdır ki o, yaşamı zenginleştiren, zenginlikleri yaşama taşıyan.
Başarıya adanmış bir ruh ki, asil tendomlarını kaybetmeyen.

Ey asaletin gölgesinde asil kalan nazenin! Yaşam pınarında kana kana içirdiğin içimi güzel su için, çok yaşa! Kağıttan kahramanların göklere çıkarılması senin şanına zarar vermez, gelenek ve törelerin aziz söylemleri ile dile gelen kelam, iyilik perisini kutsamaktadır çünkü. Babil Kuleleleri de, zigguratları da, inka yazıtları da, Hintlilerin Upanişadları da, Mısır'lıların ölü tanrılarının kitapları da bilmelisin ki kutsamakta bu ruhu!

Ah sen kutsal varlık, -ah sen soylu kişi, ah sen masum asilzade, ah sen duyguların en narini, ah sen sevginin en duyarlısı, ah sen gözlerin en tatlısı, ah sen endamın en zarifi, ah sen, ah sen, yüreği ile otağına kurulan o ihtişam abidesi Kızılderili şeften ne farkın var senin söyler misin, yeryüzünü ve gökyüzünü kardeş kılan, ağaçları ve toprakları insanlık ailesinin en kutsal parçası algılayan, o insanüstü yaratık için ne söylenebilirse, bilirim ki yetersiz kalırya masumiyetin ışıldağı olan soylu ruhun için ne demeli? Kuş cıvıltıları ile rüzgarlara eşlik eden o görkemli çınar de sen değil misin yoksa? Tarihin yüzyılları aşarak ulaştırdığı kutsal bir name gibi okunmaktasın. Ruhunun inceliklerinde dolaşan o bilgelerin, kutsal ermişlerin, keşişlerin, Brahmanların hepsi seninle birlikte, seninle hareket etmekte.

Ah sevgili asilzadem, dünya nice kurtarıcılar gördü de talihleri yaver gitmedi, talih gelmedi mi bir insana, istediğiniz kadar inin kökenine sorunun ne fayda? sen ey güneş ülkesinin solmayan umutları, yaşamın bizden kopardıkları kadar sunduğu ne güzellikler var ki, görmek için göz ister, incelik ister, kıvrımlarında umutların gezinivermek bilirim asude kılar insanları, hisseden her yürek ışık ülkesinin parçasıdır, sende bu yürek varken, kaybeden değil, kazanan sen olmalısın.

Bırakın kendinizi sorgulamayı, gülümsemeye devam edin ki ruhunuzdaki zehir de bitsin, size uzanmak isteyen erdemler de huzura ersin umutlar güneşe uzandıkça artabilir, oysa biz güneş olarak sizleri biliyoruz, umutların ülkesi yürekleri ısıtmanızdan geçmiyor mu ne? güneşin çocuklar için batmak mı, asla, siz olmasanız kim ısıtır dünyayı sonra?

ey güzellikleri her dem üzerinde cem eden asude
kervanların uçsuz bucaksız yol aldığı
bu dünya semasında
uçmak kadar
yazmak da yürek ister
dahi yüreği olana ne mutlu

Adnan Yavuz AKSOYLU, O kazanılan maçın ardından sevinç gösterileri yapan futbolcularını seyrederken sonraki maçı düşünmeye başlayan teknik direktördür.

Kurumsal başarıyı kişisel başarının önünde tutan ve kişisel başarı için; "öğrenme, hesap verme, güven, mükemmellik, çeşitlilik, aile-iş arasındaki denge ve takım çalışması"ndan oluşan DEğERLER ıLE YÖNETıM ilkesini çalıştığı her kuruma benimsetmeye çalışan Sn. KORMAN'ın müthiş sezgi ve empatiyi öğretebilme yeteneği sayesinde işi paylaştığı kişilerin verimliliğini en üst seviyeye çıkarmasını sağlamanın yanısıra çevresindekilere hayata daima gülümsenmesini de öğreten müstesna bir kişilik ve meslek hayatımda edindiğim "iş ve işyerleri değişir sadece hak eden insanlar baki kalır"ın en başındaki hakiki dostlardandır.

ADNAN YAVUZ AKSOYLU
Art Director

Esra ÇELİK, Üsküdardaki dev küçük kız... Hayatıma kattığın o renk şölenin için. Yüreğime hep tertemiz ve dolambaçsız dokunabildiğin için. En vazgeçilmezim olduğun için. Bana hayatın sunduğu ihtimaller arasında hep en derini kalabildiğin için...

Hayatıma kattığın o renk şölenin için.
Yüreğime hep tertemiz ve dolambaçsız dokunabildiğin için.
En vazgeçilmezim olduğun için.
Bana hayatın sunduğu ihtimaller arasında hep en derini kalabildiğin için.
Yanında hiç azalmadan çoğalabildiğim için.
Yüreğimdeki yerinin seni tanımama vesile olan insanlardan bile ayrı olabildiği için.
Bizi tanıştıran cesaretin için.
Herşeye rağmen benden hiç vazgeçmediğin için.
Seninle konuşunca huzur bulabildiğim için.
Konuşmasam bile beni anlayabildiğin için.
Bana benden yakın olabildiğin için.
Seni tanımaktan dolayı kendimi ayrıcalıklı hissettiğim için.
Ebru yaparsa en iyisini yapar deyip hiç yanılmadığım için.
Sana bunları kendimi zorlamadan beynimle değil de yüreğimle yazabildiğim için.
Teşekkür ederim...
Seninle hep gurur duydum...

Denizhan GÜZEL, Ebru'yu anlatabilmek için Ebru'yla yaşamak gerekir... Bu 5 dakika bile sürse, o süre eminim sizin için yeterli hatta fazla bile gelecektir.

Bir tarafta hayatın o ağır yükünü yüklenmiş giderken, diğer tarafta o güçlü karakteri ile zor hayatı al aşağı etmiş bir Ebru Korman...

Hani deler ya önce insan olmayı bileceksin. ışte size bir insan... Hemde 10 numara insan...

Benim arkadaşım olduğun için kendimi çok şanslı hissediyorum. ıyi ki benim hayatımdasın Ebru Korman...

ıyi ki varsın...

Bertan GOLAL, Önce "SİZCE ?" sorusuna cevap yazmaya çalıştım; yazdım sildim, yeniden, bir kez daha yazmaya çalıştım başaramadım. Sonra şiiri okudum; "Hadi Bertan koca haber müdürüsün, sağda solda caka atıyorsun, yaz bakalım bu şiire bir karşılık dedim!

Sonra şiiri okudum; "Hadi Bertan koca haber müdürüsün, sağda solda caka atıyorsun, yaz bakalım bu şiire bir karşılık dedim!

Altta adamı düşünce sarhoşu yapan o muhteşem beste! arada bir kendime "hadi oğlum, kop be aslanım" diye ara gazı vermeye çalıştım! 'cık', 'ı-ıhh' olmadı yine!

Sonra tekrar ana sayfaya döndüm! bu kez fotoğraflara daldım! bir yandan geziniyorum diğer yandan nedensiz yere aklıma takılan bir soruya yanıt bulmaya çalışıyorum: "bu Ebru Korman nasıl bir hatun kişi? Çöz bakalım onu. Bak önünde fotoğraflar, besteler, cümleler var. Bul bakalım bu kadar ipucunun arasında gerçek Ebru'yu".

Olmadı be Agam! ben bu işi kıvıramadım.

Öz-cümle; "O bir Mit" dedim ve işime gücüme geri döndüm.

Kolay gelsin abla!

Stella ACIMAN, Yalnızlığın şarkısı... Çalan müziğin içinde yaşayan bir insan... Beyninin kıvrımlarına yerleştirdiği notaların eşliğinde; doğanın, tarifi, ulaşılması imkansız renklerini objektifine hapsetmeye çalışan...

Hayatın bir kısmını küçük bir objektife sığdırmak...Yaşlı bir köylü kadının yüz çizgilerindeki yaşamın acımazsızlığını resimlere hapsetmek...El ayasının içinden objektife yansıyan girinti ve çıkıntılardan, uçsuz bucaksız çöllerin sıcak kumlarına ulaşmak...Yapraklarını doğanın kucağına açan papatyanın üzerinde biraz daha çiçek tozu almak için debelenen arının gözlerindeki hırsı yakalamak...Baskıdan çıkan resimlere başarının verdiği hazla bakmak...Ve Yalnızlığın şarkısı içinde mutluluğu yakalamak...

Kalabalığın şarkısı...

Yağmurla ıslanmış sokaklarda erkenden güne başlamak...Yaşam başlamıştır, fonda çalan müzik ve objektiflere yansıyanlar yoktur artık... Paçaları yırtık blue-jean üzerine giyilen kazak, ayakları saran tabanları kalın botlar, doğanın soğuğuna engel olan beyaz yün bere, yerlerini gri pantalon ve cekete, beyaz gömleğe, zarif siyah çizmelere bırakmıştır. Berenin içine hapsedilen röfleli saçlar tüm haşmetiyle dalgalar halinde başın etrafını sarmıştır. Renkli gözler hafif makyajın etkisiyle sertleşmiştir çünkü hayat başlamıştır... Artık dert dinlemek, sorun çözmek zamanıdır... Koşmanın ve yorulmamanın zamanıdır şimdi... Hayata karışıp karmaşalardan faydalanma, öğrenme zamanıdır... Hırsla, istekle...Ve Kalabalığın şarkısı içinde, değer yargılarından kaybetmeden, içindeki hep varolan çocuğa sıkıca sarılarak temiz kalabilmektir.

Stella Aciman
06.01.2007
Lefkoşa

Nuri BATTAL, Sevgili Ebru benden web sayfası için bir yazı istediğinde çok heyecanlandım ve çok mutlu oldum. Ama bu kadar olumlu ve üstün özellikleri olan sevgili Ebru Korman'ı nasıl anlatacaktım?

En iyisi ilk tanışmamızdan başlayayım.

Ben bir plastik cerrah olarak ameliyat yaptığım hastanenin Pazarlama & ıletişim Direktörü olan Ebru beni bir gün aradı ve işe yeni başladığını bana bildirmek istediğini söyledi. Tabii ki beni daha önceki halkla ilişkiler ve iletişim yöneticileri tarafından aranıp bir merhabadan sonra bir daha görüşmeyeceğimizi sandığım için pek aldırmadım. Fakat Ebru Korman beni inanılmaz yanılttı ve gerçek bir halkla ilişkilercinin, pazarlama yöneticisinin nasıl olması gerektiğini bana gösterdi. Birlikte gerçekleşmesi zor gözüken, büyük projeler gerçekleştirdik. Bana katkısı inanılmaz olmuştur. Ebru Korman inanılmaz çalışkan, hiçbir işi savsaklamayan, pratik ve canla başla koşturan gerçek bir cengaver. Patronlarının engellemelerine ve mani olmalarına rağmen görevini her zaman eksiksiz yapan bir PRENSES....

Ebru hem çok çalışkan, hem çok zeki ve ileri görüşlü, hem de bir o kadar iyi niyetli, iyi kalpli ve yardımseverdir. Yeni evlenen ve parası olmadığı için koltuğu, masası, sandalyesi olmayan bir arkadaşına evindeki eşyaları verip kendisi yerlerde oturan bir başka birisini ben görmedim:)

Sevgili Ebru Korman, pek az insanda bulunan üstün zeka, çalışkanlık ve iyi kalplilik özellikleriyle her zaman başarılı olacaktır. TANIşMA şANSINI BULMUşSANIZ KIYMETıNı BıLıN...

Seda AKAY, 1998'in bitipte 1999'un başladığı ilk gününün akşam saatlerinde, gerçek bir dost'u kaybetmiş olmanın acısının yüreğime çöreklendiğinin haftasıydı KORMAN'ı tanımam...

Ve Tanrı, gidenin yerine bir yenisini sunuvermişti sanki bana... O gün bugün, araya zamanlar girse de... Bilirim ki son gün gibi olacaktır yeni karşılaşmalarımızın ilk günü... Dost'a ihtiyaç duyan herkese lazımlıdır O !...

Bazen küçük bir kız çocuğu, bazen tuttuğunu koparan yırtıcı bir kaplan, bazen ağlarken yağmur ormanlarını andıran hüzünü taşıyan, bazen papatya tarlası gibi bembeyaz, bazen bir gizemler kraliçesi, bazen kayıp ülke Atlantis, bazen sihirli bir kutu, bazen o kutudan tavşan çıkaran bir sihirbaz....

Ama her zaman, ayağınız takılıpta sendelediğiniz her an tutunabileceğiniz çok sağlam bir direk...

Sevgili Ebru... Seni tanımış olmak, senin dostun olabilmek, öylesine özel ve öylesine güzelki...

Necdet YILMAZ, Görünüşüne aldanmamak gereken insanların başında gelen çok iyi karakterli, yardımsever, cana yakın (ben seni tanıdığımdan beri hep böyle hissediyorum.) bu zor yaşamda halen bu kadar güzel gülebilebilen...

Görünüşüne aldanmamak gereken insanların başında gelen çok iyi karakterli, yardımsever, cana yakın (ben seni tanıdığımdan beri hep böyle hissediyorum.) bu zor yaşamda halen bu kadar güzel gülebilebilen, sonsuza dek hayatımın bir parçası olmasını istediğim ender kişilerden bir tanesi. Seninle sohbetlerimiz hep kısa geçiyor benim açımdan. ınşallah çok daha uzun ve iyi sohbetlere diyorum.

Sevgilerimle kalınız efendim

Sema ÖNER, Ebru Korman'a yorum yapabilmek o kadar zor ki, Ebru'nun meziyetlerini anlatmaya seçilen kelimeler yetmez. Derler ya "On parmağında on marifet". Böyledir Ebru ve ben bazen inanamıyorum gerçekten nasıl bir enerji bu nasıl yetişiyor heryere...

Ve herkese aynı yumuşaklık ile cevap vermesi, ilgilenmesi, yardıma ıhtiyacı olanlara işinin arasında bile fırsat yaratıp yardımcı olması... Bunlar Ebru'nun en belirgin özellikleri.

ınsan onu tanıdıktan sonra, ona yakın olduktan sonra bambaşka duygulara giriyor ve kendini sorgulamaya başlıyor. Öyle bir ışığı var ki tamamen pozitif enerji veriyor kişilere, onun yanında iken tüm dertlerini unutuyorsun ve daha güzel gözlerle bakmaya başlıyorsun etrafa...

Okumaktan bıkmayan, nasıl daha fazla insanlara yardımcı olurum diye kendini hep yenileyen biri Ebru. Zaten işteki başarısı bu devamlı okumaya, araştırmaya aç olmasından kaynaklanıyor.

Bir insan nasıl bu kadar güzel olup, bu kadar iyi ve bir o kadar da mütevazi olabilir, her yönü ile mükemmel bir insandır Ebru Korman. Kısaca Kalbinin Güzelliği Yüzüne Yansımış bir melektir...

ıyi ki seni tanıdım Ebru, ve iyi ki hayatımda senin gibi bir dostum var. Seni tanımak gerçekten harika.

Herşey o güzel Kalbine göre olsun...

Vesile SEZER, Dostunuz, can dostunuz var mı? Herşeyinizi paylaştığınız birileri var mı? Sırlarınızı paylaştığınız, özlediğinizi açıkyüreklilikle söylediğiniz, "canım benim gel de birbirimizin derdine derman olalım" dediğiniz. Varsa mesele yok. Eğer yoksa, gidin bulun hemen. Telefonda bile dakikalarca konuştuğunuz sıcacık biri...

Yanlız kaldığınızı düşündüğünüzde, birilerine öfkelendiğinizde, sevdiklerinizi özlediklerinizde, hayal kurduğunuzda o var mı? Böyle bir dost bulmak için fazla bir arayış içinde olmanıza gerek yoktur. O kendiliğinden çıkagelir. Birgün bir bakarsınız karşınızda. Ardından ısınmaya başlarsınız, bir bakmışsınız sımsıcak sohbetler, derin konular, sırlar, paylaşımlar...

Kimseye söyleyemediğinizi, geçmişteki izleri, geleceğe dairlerinizi sadece ona anlatır olursunuz.... ışte benim öyle bir can dostum var... Adı Ebru Korman... Onunla çok uzunnn bir yürüyüş hikayemiz olacak, çünkü O benim hayat hediyem....

Sabri & Gülden OCAK, Benim gibi megolaman bir adamın başını döndürüp, tokat gibi sarfettiği konuşmalarıyla, yerden yere vuran KORMAN... şımarıklığımı ellerinde kibarca sallayan... Biz onunla yolda tartıştık. Yolda arabanın içinde (sonradan öğrendiğim ailesiyle bir seyahat halindeyken) bazen takarsınız ya. Taktım o cool havasına.

Biraz korkutayım istemiştim. (eskiden öyleydim) Bir önüne çıkıyorum, bir arkasından sıkıştırıyorum. Sinirden kudurduğunu görüp, sevinçten çıldırıyorum. Yarım saat kadar bu kapışmaya devam ettiğimizi hatırlıyorum. En sonunda ben aynadan onu kontrol ederken saçları havada (ha hah ha), gözleri yakan bir mavi... Önündeyken çaptı bana. Nasıl fırlamıştım nasıl.
- Arabama sen haa ... diyerek-''.
Kadın halinle ne çıkıyorsun trafiğe deyip saldırdım. o da
-''Sen ne yapmak istiyorsun kardeşim diye üstüme geldi...
-''Hakkettin bunu inadına vurdum hadi şimdi çek git bakalım.

ışte o anda gırtlağını sıkma isteğimin son haliydi. Bir taraftan da zevk alıyorum. Onun sinirli konuşmalarına neredeyse gırtlağını sıkarken kahkahalarla güleceğim. Bir yere de yetişmem gerektiği için sabırsızlanıyorum. Trafiğe inadına haber verdim. Oh olsun diyordum içimden. Zabıt tutuldu. Trafik polisi gelince göz göre göre çarptı dedim. Bu sefer şikayet sırası ondaydı. (altta kalır mı mazallah)

-'' öyle çok sıkıştırdı ki bilerek çarptım diye ifade verdi, gıcık...

Kasko ,sigorta konuşmalarından sonra polis beni kenara aldı, sevgilin mi yoksa, ne diye bulaşıyorsun ayıp değil mi? şikayetçi misin hala dedi. Vazgeçtim, bununla uğraşamam. Ayrıca bu soğuk kadın benim sevgilim olamaz dedim. Efendim olay böyle kapandı. Aklımda kalan birtek mavi gözleriydi.

ıkinci Karşılaşma;

ıstanbul - Ankara seferinde aylar sonra uçaktayım. Koridor tarafındayım. ıki sıra ötede koridor yanında tanıdık bir sima. Yanımda da iş ortağımla konuşuyoruz. ıntikam almak için kazayı anlatıyorum. Yüksek sesle (herkes bilir zaten sesim yüksektir) oraya doğru bakarak. ışte kadınlar böyle araba kullanıyor, üstelik oraya buraya çarpıyorlar diye... Biliyorum duyduğunu çevirip kafasını bakmadı bile cool kadın ya!... (Dip not: o duymak istemediğini duymaz) Herneyse durduk ineceğiz kemerleri çözmek üzereyiz. Panter gibi yanıma geldi. Hatta uçmuş da olabilir. Aptallaştım birden.''

- Bana bak iyice bak ve asla unutma sana bir kez çarpmam yetmedi galiba ikinciye hazırlıklı ol terbiyesiz herif ' diye bağırındı.

Yerine oturdu. Vallahi gıkım çıkmadı. Ortağım hiç yakıştıramadım sana, kızcağız haklı diye söylenirken, evet haklı olduğunu düşünüyordum. Eşşeğim dedim kendime. Çıkışta onu yakalayıp özür dilemek için takip ettim. Pire gibi nasıl hızlı yürüyor (Ebru hızlı yürür) elinde tabela tutmuş bir adama doğru yaklaştı. EBRU KORMAN yazıyordu. Yetişemedim. Haftalar sonra biraz uğraştıktan sonra bilinmeyen numaralardan cebini öğrendim. Aradım özür diledim. Sukunetle dinledi beni. Kendimi affettirmek için bir kahve ısmarlamak istediğimi söyledim. Her zamanki kibarlığı ile en azından hatamı anladığım için teşekkür edip, bu yeterli dedi ve kapadı. Bir daha da rahatsız etmedim...

Üçüncü Karşılaşma;

Kader işte... Bir sene sonra oldu. Kuzenimin yemek davetine katıldım... Beynimden vuruldum. Kahkahalar atan pek bir neşeli Ebru Korman'ı görmüştüm. Kuzenimin arkadaşı imiş. Beni farkedince (yutkunduğunu gördüm, ama o kabul etmez) kuzenim Serdar tanıştırırken Ebru dedi dedi bende Korman ile tanışıyoruz dedim. Gıcık gıcık merhaba demişti hatırlıyorum. (tanımayan için o gıcık, soğuk, sevimsiz, havalı, artist gelebilir inanın ki değil) Sonrası mı *geçen zamanlar içinde ona aşık olmuştum. Beni ne kadar zekice savuşturduğunu ve hizya getirdiğini anlatamam. şimdi evli olduğum eşimi de bana tanıştıran, tüm sıkıntılı zamanlarımızda yanımızda olan, dostumuz, hayatımızdaki doğru insan seni çok seviyorum. Ailemin bir parçası, yüreğimizin en güzel yerindesin sen. Yaptığım saygısızca bir hareket ilk defa en güzel insanla tanışmama sebep oldu. Hala hızlı araba kullanıyorum. Ama artık kimseye bakmıyorum:)

Ailece hayatımızın en güzeline takılmış vaziyetteyiz çünkü...
Sabri & Gülden OCAK

Dalyan TALU, Ruhuna saygı duyduğum ender kadınlar biri Ebru KORMAN. Seni 15 senedir tanıyorum, değişmedin. Bir o kadar kendini geliştirip yeniledin. Hepimize de örnek oldun. şimdi başkalarına örnek ve yol gösterici oluyorsun.

Seni Tanıyanlara ne mutlu!... Biraz da şu mütevaziliği elden bıraksan daha da iyi olacağını düşünüyorum. Görmek mi istemiyorsun ki sen çok iyi görebilen bir insansın..."ne yapmaya çalışıyorsun kardeşim ?''

şu yazıyı yazmadan önce kim neler yazmış oturup okudum... Herkes haklı... Sen ne kadar kendi kabuğunda yaşasan da farkedilmemen, o ışığının görülmemesi mümkün değil... Belki de hepimizin karşısına çıktığın gibi, daha da büyük toplulukların karşısına çıkmak için zamanını bekliyorsun... Biliyorum senin için zamanı vardır... Ağzına pelesenk olmuş sözün var vardır ya senin '' - Herşeyin bir zamanı vardır'' diye... Hani o demlenme ve pişme süreci diye tabir ettiğin. Canım dostum, yaşamımın en önemli zamanlarından birinde yanımda olmuştun, ben kayıp giderken beni durduran bir tek sen olmuştun. Kaç yaşıma geldim ama bunu da utanmadan söyleyebilirim. Çünkü kazandığım öyle güzel bir varlık olmuştu ki ve ben bu yüzden şanslıyım... ABARTMAAA diyeceksin ama GERÇEK BU... Paylaştığın, kazandırdığın herşey için seni tebrik ediyor, gözlerinden öpüyorum. Başarıların daim olsun, SENı ÇOK SEVıYORUM .

Dalyan TALU